Kovid-19 salgınının yayılmasını önlemek için uygulanan kısıtlamalar sonucu ekonomik aktivite yavaşlayınca 2020’de yüzde 5,9 ile İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en büyük düşüşü yaşayan karbon emisyonları, ekonomik toparlanmayla yeniden alarm verdi.
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) 2020 emisyon verilerine ilişkin yaptığı açıklamaya göre, küresel emisyonlar geçen yıl 2 milyar ton azaldı.
Emisyonlardaki toplam düşüşün 1,1 milyar tondan fazlası, azalan petrol tüketimi nedeniyle elde edildi. Geçen yıl petrol talebindeki yüzde 8’lik gerilemenin yarısı ulaştırma, yüzde 35’i ise hava yolu trafiğinin azalmasından kaynaklandı. Öte yandan, 2019’da dünyada petrol kullanımından kaynaklanan emisyonlar 11,4 milyar ton olmuştu.
Geçen yıl elektrik sektörünün neden olduğu emisyonlar ise 450 milyon ton düştü. Bunda, kömür talebinin yüzde 4 azalması, elektrik talebindeki gerileme ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının tarihteki en yüksek seviyesi olan yüzde 29’a ulaşması temel etkenler oldu.
Böylece, geçen yıl küresel emisyonlar, Kovid-19 salgınının yayılmasını önlemek için alınan tedbirler neticesinde yavaşlayan ekonomik aktiviteye bağlı olarak yüzde 5,9 geriledi. Bu oran emisyonlarda İkinci Dünya Savaşı’ndan beri kaydedilen en büyük düşüş oldu.
Petrol ve kömür talebindeki büyüme emisyonları artırdı
Buna rağmen emisyonlar ekonomik toparlanmanın başlamasıyla yıl sonunda yeniden artışa geçti. Küresel emisyonlar geçen yıl aralıkta 2019’un aynı ayına göre yüzde 2 (60 milyon ton) yükseldi. Özellikle, büyük ekonomilerin emisyonlarının salgın öncesi dönemin üzerine çıktığı görüldü.
Geçen yıl salgının etkilerini atlatarak kısıtlamaları kaldıran ilk büyük ekonomi Çin’in emisyonları 2019’a göre yüzde 0,8 arttı. Hindistan’da emisyonlar geçen yıl eylül ayından itibaren yeniden artış eğilimi gösterdi. Brezilya’da ise ulaşım sektöründe yaşanan toparlanma sonucu petrol talebinin yükselmesi emisyonların son çeyrek itibarıyla artmasına neden oldu.
ABD’de geçen yıl emisyonların yüzde 10 gerilemesine rağmen aralıkta 2019’un aynı dönemindeki seviyesine yaklaştı. ABD’deki bu artışta, doğal gaz fiyatları ve soğuk hava şartlarına bağlı olarak kömür tüketiminin yükselmesi etkili oldu.
IEA’ya göre, dünyada seyahat ve ekonomik aktiviteler artmaya başladıkça petrol tüketimi ve emisyonlar yeniden yükseliyor. Elektrikli araçlardaki rekor satış rakamları kara yolu trafiğinden kaynaklanan emisyonları dengelemeye yetmiyor.
Paris Anlaşması’ndaki hedeflere ulaşarak küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında sınırlandırılabilmesi için sadece elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonların her yıl 500 milyon ton azaltılması gerekiyor.
Salgın sonrası yeniden karbon yoğun iş sektörlerine dönüş
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen IEA Başkanı Fatih Birol, küresel karbon emisyonlarında yıl sonunda görülen artışın temiz enerji dönüşümünü hızlandırmak için gerekenin yapılmadığının bir sinyali olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Hükümetler doğru enerji politikalarıyla yeterince hızlı hareket etmezse 2019’u küresel emisyonların zirve yaptığı yıl olarak geride bırakmamız riske giriyor. Geçen yıl martta IEA olarak salgından toparlanma paketlerinin merkezine temiz enerji politikalarını koymaları ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamaları yönünde çağrı yaptık fakat rakamlarımız gösteriyor ki yeniden karbon yoğun iş sektörlerine dönüyoruz. Bu yıl iklim değişikliğiyle uluslararası mücadele için en önemli yıl ve aslında umutlarla başladı fakat emisyon verilerimiz küresel enerji sistemini hızlı bir şekilde dönüştürmede karşılaşacağımız büyük zorluğun bir göstergesi. Bu yıl küresel ekonomiye yönelik toparlanma beklentileri dünyanın en büyük ekonomilerinin politikalarında geniş çaplı bir değişiklik olmadan gerçekleşirse, küresel emisyonlar 2021’de yeniden artacak.”
Birol, yine de iyimser bakmak için nedenler olduğunu vurgulayarak, “Çin iddialı bir sıfır karbon hedefi belirledi, ABD’de yeni yönetim Paris Anlaşması’na yeniden katıldı ve iklimi politikasının merkezine koydu. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ve sürdürülebilir kalkınma planlarında ilerliyor. Hindistan yenilenebilir enerjideki başarısıyla enerji sektörünün geleceğini dönüştürebilir. Birleşik Krallık ise kasımda düzenlenecek 26. Taraflar Konferansı’nda (COP26) daha güçlü bir iklim eylemi oluşturulabilmesi için hareket ediyor.” ifadelerini kullandı.