İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Bekir Altaş, Fransa’da Müslümanlar üzerinden oluşan atmosferin endişe verici olduğunu belirtti.
Fransa’nın Strazburg kentine ziyaret gerçekleştiren Altaş ve IGMG’ye bağlı Eyüp Sultan Camisi Derneği Başkanı Eyüp Şahin, son dönemde hükümet ve siyasetçiler tarafından IGMG’ye yöneltilen suçlamalara ve eleştiriler ile Müslümanlara yönelik siyasi tutum hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Yapımı devam eden Eyüp Sultan Camisi’nin inşaatının toplam maliyetinin yaklaşık 30 milyon avroyu bulacağını ifade eden Altaş, kaba inşaatın bitmesi için 8 milyon avroya ihtiyaç duyduklarını ve Avrupa’nın tamamında caminin inşaatı için bağış toplandığını söyledi.
Altaş, Strazburg Belediyesinin caminin inşaatı için aldığı yaklaşık 2,5 milyon avroluk yardım kararının önemli olduğunu vurgulayarak “Bu kararla birlikte Katolik, Protestan, Yahudi ve İslam dini cemaatler arasında ayrım gözetilmediğini özellikle ifade etmiş oldular. Tarihi ve önemli bir karardı.” dedi.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’in camiye yardım kararına tepki gösterdiğini hatırlatan Altaş, bunun Müslümanları üzdüğünü belirtti.
“Bu iki partinin çekişmesi içerisinde araçsallaştırılmış bir kurum olmak istemiyoruz”
Altaş, 2022’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenleneceğini ve Müslümanlar olarak siyasi çekişmelerin içinde yer almak istemediklerini belirterek “Yeşiller partisi yükselişte ve buna karşı (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron’un partisi var. Bu iki partinin çekişmesi içerisinde araçsallaştırılmış bir kurum olmak istemiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Fransa’da bu olayların seçim atmosferi çerçevesinde değerlendirildiğini ifade eden Altaş, Müslümanları ötekileştirdiği gerekçesiyle imzalamayı reddettikleri Fransa İslami Prensipler Tüzüğü’ne ilişkin dayatmanın, alınan popülist kararlardan bir tanesi olduğunu belirtti.
Altaş, ayrılıkçı yasa tasarısının popülist bir yaklaşımla hazırlandığını vurguladı.
“Devlet laiklik ilkesi gereği dini cemaatlerin iç işlerine karışmaz”
Bu konular hakkında eleştirileri çok şeffaf bir şekilde dile getirdiklerini ifade eden Altaş, “Devlet, laiklik ilkesi gereği dini cemaatlerin iç işlerine karışmaz. Bir dini cemaatin, imamlarını hangi şekilde yetiştireceğini ve icazet vereceğini, hangi değerler bağlamında çalışmalarını yapacağına dair devletin söz hakkı yoktur. Devletin söz hakkı yasalarla çevrilidir.” yorumunda bulundu.
Altaş, IGMG’nin anayasanın çizdiği çerçevenin dışına çıkmadığını kaydetti.
“Devlet bu konuda laiklik ilkesini çiğneyerek dini cemaatlerin iç işlerine karışır bir pozisyon içerisine girdi.” ifadesini kullanan Altaş, IGMG’nin bu konularda eleştirilerini dile getirmesinden sonra tartışmaların yaşandığını söyledi.
Altaş, “Çok popülist bir dil ve eda ile özellikle İçişleri Bakanı bizi cumhuriyet değerlerinin dışında ve anayasayı ihlal eden bir konumda şekillendirmiş oldu. Bunu gerçeklerle örtüşmeyen bir şekilde yapmış oldu. Onun argümanlarını incelediğimiz zaman altlarının boş olduğunu tespit edeceksiniz. Devlet ve istihbarat örgütleri bana göre bunu çok iyi biliyorlar.” diye konuştu.
Çalışmalarını şeffaf ve yasalar çerçevesinde yürütmelerine rağmen suçlamalar ve eleştirilerle karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Altaş, İçişleri Bakanı Darmanin’in IGMG hakkında gerçeği yansıtmayan şekilde bir profil çizdiğini söyledi.
Altaş, Darmanin ve “devletin”, Müslümanlara yaptıklarının “normal olmadığını” belirterek caminin ve Müslümanların araçsallaştırılmasının önüne geçebilmek için Strazburg Belediyesine yapılan yardım talebini geri çektiklerini kaydetti.
IGMG’nin Albertville kentinde okul açma projesi hakkında Fransız medyasındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığının altını çizen Altaş, Fransa’da IGMG’nin “İslamcı” okul açacağı, bu nedenle “cumhuriyetçi okulların kapanacağı” şeklinde bir algı oluşturulduğunu ancak bunun doğru olmadığını vurguladı.
Altaş, Albertville Belediye Başkanı Frederic Burnier-Framboret’in Türkiye ve IGMG hakkında çok üzücü ve şaşırtan ifadeler kullandığını kaydederek şunları belirtti:
“Fransa’da Müslümanlar üzerinden oluşan atmosfer endişe verici. Bu süreç sadece Müslümanları değil diğer dini cemaatleri de ilgilendiriyor. Ayrılıkçı yasa tasarısı sadece Müslümanları ilgilendiren bir yasa tasarısı değil. 1905 laiklik yasasını ilgilendiriyor ve bütün dini cemaatleri etkisi altına alacak bir yasa tasarısıdır. Müslümanlar üzerinden din-devlet ilişkisi yeniden şekillendiriliyor. Fransa’da aslında laiklik anlayışının nasıl olacağına ilişkin sürecin içine girdiğimizi görüyoruz. Fransa’da dini kamusal alandan dışlayan bir laiklik anlayışı mı olacak yoksa dini cemaatlerle iş birliği içinde çalışmaları takip eden bir laiklik anlayışı mı olacak.”
Altaş, Fransa’da dini cemaatlerin “ayrılıkçı” yasa tasarısına karşı endişelerini dile getirdiğini gördüklerini söyledi.
İslam’ın Fransa ve Avrupa’da görünür olmaya başladığını belirten Altaş, “Bu sürecin sancılı olacağını görüyoruz. Ancak umuyoruz ki devlet ve din arasındaki ilişkinin yeniden şekillendirilmesi için (İslam) araçsallaştırılmamalı.” dedi.
“Camiyi seçim propagandası haline getirdiler”
Eyüp Sultan Camisi Başkanı Şahin de Ekim 2020’de caminin inşaatı için Strazburg Belediyesinden maddi yardım talebinde bulunduklarını, Mart 2021’de de belediyenin bu talebi kabul ettiğini anımsattı.
Bu yardımın tartışmalara neden olduğunu ifade eden Şahin, “Tartışmalar neticesinde seçimler yaklaşmasından ve camiyi seçim propagandası haline getirdiklerinden dolayı yardım talebini geri çekme talebinde bulunduk.” dedi.
Fransa’da Müslümanlara yönelik saldırıları üzüntüyle karşıladıklarını belirten Şahin, caminin kaba inşaatının yüzde 70’inin tamamlandığını, bir yıl sonra kaba inşaatının tamamının biteceğini söyledi.
Eyüp Sultan Camisi, inşaatı tamamladığında Avrupa’nın en büyük camisi olacak. Osmanlı mimarisine göre inşa edilen, 15 dönüm arazi üzerinde, 3 bin kişilik mescit, konferans salonları, okul ve kütüphanenin yer alacağı külliyenin ayrıca 600 araç kapasiteli otoparkı ve bisiklet parkı da bulunacak.