Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışmaları süren yerli aşımız hazır hale gelene kadar yurt dışından aşı tedarikini sürdüreceğiz.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Türkiye’yi demokrasi ve ekonomi alanlarında dünyanın en ileri ülkeleri arasına katmak için çıktıkları yolda 18 yılı geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, bu süreçte her alanda hayata geçirdikleri reformlarla hedeflere ulaşmak için gereken altyapıyı adım adım kurduklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıktan eğitime, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, sanayiden ticarete, spordan sosyal desteklere kadar bu mücadeleyi yürüttüklerini söyledi.
Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını beşe, ona katlayan eserler ve hizmetlerle Türkiye’yi bugün bulunduğu yere getirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Yapılanlar elbette önemlidir ama Türkiye’nin potansiyeli ve gücü çok daha fazlasına müsaittir. Hedeflerimiz de bunu gerektiriyor.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 7-8 yıldır Türkiye’nin önünden hiç eksilmeyen siyasi, sosyal, ekonomik tuzakların büyük ve güçlü Türkiye’nin önemini tekrar tekrar gösterdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu saldırıların gerisindeki sinsi niyetlerden birinin de Türkiye’yi eskiden olduğu gibi tekrar kendi içine kapatarak enerjisini ve vaktini boşa harcayan bir ülke haline dönüştürmek olduğu açıktır. Biz, bu oyunu hemen fark ettik. Dayatmalara ‘eyvallah’ etmeyerek Türkiye’yi 2023 rotasında tutmakta kararlı davrandık. Terör örgütlerinden kimi uluslararası kuruluşlara kadar bu senaryoda kullanılan oyuncuları birer birer devre dışı bıraktık. Milletimizin birlik ve beraberliğini güçlendirirken sınırlarımızı güvenlik altına alacak adımları da cesaretle attık. Türkiye’ye bu şekilde diz çöktüremeyeceklerini görenlerin diplomasi ve ekonomi alanlarında yoğunlaştırdıkları kuşatma çabalarını da reform gündemimize hız vererek boşa çıkardık.”
Erdoğan, milletin taleplerine ve beklentilerine uygun olarak zaten yürütmekte oldukları çalışmaları, kapsamlı reform paketleri ile demokratik ve ekonomik zaferlere dönüştürecek programlar geliştirdiklerini belirterek, “Gençlerimize üzerinde 2053 vizyonlarını inşa edebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye’yi miras bırakmakta kararlıyız. Bu çerçevede son dönemde yeni reform programları ile milletimizin huzuruna çıkıyoruz.” dedi.
“Ülkemizi büyütmenin gayreti içindeyiz”
Hukuk alanındaki reform gündemini içeren İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladıklarını, ekonomideki yeni reform programını da kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, bu programın amacının ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütecek bir yol haritası oluşturmak olduğunu kaydetti.
“Hep söylediğimiz gibi, Türkiye’nin istihsal mücadelesini en az istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz.” diyen Erdoğan, şunları ifade etti:
“Ülkemizi 2002 yılından beri istikrar ve güven esasına göre büyütmenin gayreti içindeyiz. Son dönemde maruz kaldığımız saldırıların istikrar ve güven iklimini hedef almasının sebebi de işte budur. Bunun için reform programınızı her alanda olduğu gibi ekonomide de istikrarı ve güveni sağlamlaştıracak adımlarla teçhiz ettik. İstikrarı güçlendirmek için ekonomide makro politikalarımızı yapısal tedbirler ve dönüşümlerle destekliyoruz. Bu kapsamda kamu maliyesi, enflasyon, finans sektörü, cari açık ve istihdam konularında çok sayıda yeni düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Yapısal politikalar kapsamında da kurumsal yapımızı, yatırımların teşvikini, iç ticaretin kolaylaştırılmasını, rekabet politikalarını içeren somut politikalar geliştiriyoruz. Türkiye’yi salgınla birlikte hızlanan yeni küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yere çıkartmakta kararlıyız.”
“Sağlık sistemimiz hizmeti sürdürdü”
Reform programlarını bu hedefe ulaşmayı kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde hazırladıklarını dile getiren Erdoğan, her reform programının kamudan özel sektöre, sivil toplumdan sosyal kesimlere kadar tüm tarafların görüşleri ışığında oluşturulduğunun altını çizdi.
Erdoğan, hazırlık aşamasında olduğu gibi bu programların uygulama sürecinde de her türlü yapıcı eleştiriye ve katkıya açık olduklarını belirterek, “Ülkemizin hayrına olan her iş gibi reformlarımızı da kör bir husumetle sabote etmeye çalışanları ise milletimizin takdirine havale ediyoruz.” dedi.
Kovid-19 virüsünün Türkiye’ye de sirayet etmesinin üzerinden 10 Mart itibarıyla tam bir yıl geçtiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Şimdiye kadar bu virüs 192 ülkede toplam 2 milyon 700 bin insanın hayatına mal oldu. Ülkemizde ise virüs tespit edilen 2 milyon 900 bine yakın vatandaşımızdan 29 bin 500’ü maalesef hastalığa yenik düştü. Salgında vefat eden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine sabrı cemil niyaz ediyorum.
Bu dönemde büyük bir fedakarlık sergileyerek virüse karşı en ön cephede yer alan tüm sağlık çalışanlarımıza, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Türkiye, sağlık altyapısının ve sosyal güvenlik sisteminin gücü sayesinde salgınla mücadelesini dünyanın takdir ettiği bir başarı hikayesine dönüştürdü. Salgının zirve yaptığı aylarda dahi sağlık sistemimiz vatandaşlarımıza hizmet etmeyi sürdürdü. İnsanların hastane kapılarından geri çevrildiği, doktorların hasta seçmek zorunda kaldığı, bakımevlerinde yaşlıların ilgisizlikten can verdiği vahim sahnelerin hiçbiri hamdolsun ülkemizde yaşanmadı.”
“Şehir hastaneleri kritik rol üstlendi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son bir asrın en büyük sağlık felaketi olarak nitelenen salgın karşısında devletin tüm imkanlarını seferber ettiklerini belirterek, Bilim Kurulunun değerlendirmeleri ışığında alınan kararları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği avantajları da kullanarak en hızlı ve etkin şekilde hayata geçirdiklerini söyledi.
Erdoğan, salgın döneminde birçok ülkede görülen sıkıntıların, tedarik zincirindeki aksaklıkların ve güvenlik zafiyetlerinin hiçbirine Türkiye’de şahit olunmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Salgın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kriz yönetme kapasitesinin yanında, sağlığa yaptığımız devasa yatırımların da önemini gösterdi. Ülkemize kazandırdığımız şehir hastaneleri özellikle salgın döneminde kritik rol üstlendiler. Bugün artık elini vicdanına koyan herkes bu yatırımların hakkını teslim ediyor. Yolu bir şekilde şehir hastanelerine düşen vatandaşlarımız ‘İyi ki muhalefete rağmen bu hizmetler yapılmış.’ diyor. Salgın döneminde sağlıktan eğitime, ekonomiden sosyal yardımlara kadar her alanda attığımız ilave adımlarla ülkemizin altyapısını daha da güçlendirdik. Bu süreçte Kovid-19 teşhisi yapabilen laboratuvarlarımız sayı itibarıyla 73’ten 6 kattan fazla artışla 461’e yükseldi.
Filyasyon ve izolasyon takip sistemini, kısaca HES dediğimiz ‘Hayat Eve Sığar’ uygulamasını hayata geçirdik. Yükseköğrenim yurtlarımızın bir kısmını karantina merkezlerine dönüştürdük. Bu çerçevede yurtlarımızda 122 bin insanımıza hizmet verdik.”
Salgın döneminde gelişmiş ülkeler maske sıkıntısını bile aşamamışken, Türkiye’nin yerli solunum cihazı üreterek, kendi ihtiyaçlarını karşılamasının yanında 20 ülkeye bu cihazları ihraç ettiğini belirten Erdoğan, inşası süren projeleri hızlandırarak İstanbul Başakşehir, Konya ve Tekirdağ Şehir Hastanelerini hizmete aldıklarını hatırlattı.
Kısa sürede İstanbul’un iki yakasına kazandırdıkları 1008’er yataklı iki acil durum hastanesiyle bu alanda yeni bir çığır açtıklarını belirten Erdoğan, sadece salgın döneminde toplam 16 bin 160 yataklı sağlık tesisinin inşaatını tamamlayıp vatandaşların hizmetine sunduklarını bildirdi.
“Yurt dışından aşı tedarikini sürdüreceğiz”
Erdoğan, “Dünyada aşı uygulamasını başlatan ilk ülkeler arasındayız. Bugün itibarıyla yapılan aşı sayısı 11 milyon 500 bine ulaştı. Aşılama sıralamasında dünyada 5’inci durumdayız. Çalışmaları süren yerli aşımız hazır hale gelene kadar yurt dışından aşı tedarikini sürdüreceğiz.” diye konuştu.
İnsanların haftalar boyunca eve kapandığı günlerde eğitim-öğretime devam etmenin ayrı bir önem kazandığına dikkati çeken Erdoğan, hazırlıklarını hızla tamamladıkları EBA TV yayınıyla 23 Mart 2020’den itibaren uzaktan eğitime geçtiklerini hatırlattı.
İçerik üretiminde binden fazla öğretmenin görev aldığı bu sistem üzerinde 12 bin 500 saat yayın yapıldığını söyleyen Erdoğan, “Yüz yüze eğitimi ise 15 Şubat 2021 itibarıyla kademeli olarak yeniden başlattık. Geçtiğimiz kabine toplantımızda yüz yüze eğitimin kapsamını epeyce genişlettik. Ülkemizdeki tüm cep telefonu abonelerine aylık 8 gigabyte’a kadar EBA’ya ücretsiz erişim imkanı sağladık. Yine bu dönemde öğrenim ve katkı kredisinin bazı taksitlerini 3 ay süreyle erteledik.” dedi.
Sosyal Koruma Kalkanı Programı’yla vatandaşlara doğrudan aktarılan kaynağın toplam tutarının, 56 milyar lirayı aştığını belirten Erdoğan, salgın döneminde kısa çalışma ödeneğinin kapsamını genişlettiklerini ve şartlarını kolaylaştırdıklarını ifade etti.
Erdoğan, “Bu dönemde 3,7 milyon çalışanımıza 30 milyar lirayı bulan tutarda kısa çalışma ödemesi yaptık. Salgının seyrine göre peyderpey uzattığımız bu uygulamayı mart sonunda bitiriyoruz. Şartları kısa çalışma ödeneği almaya yetmeyen ve ücretsiz izne çıkarılan 2,5 milyon çalışanımıza 10 milyar liraya yakın nakdi ücret desteği ödedik. İşsizlik ödeneği kapsamında 1 milyon kişiye 5,5 milyar lira ödeme gerçekleştirdik. Normalleşme desteğiyle 3,6 milyar liradan fazla prim mahsuplaşması imkanı sağladık.” diye konuştu.
“Verdiğimiz teşvik ve desteklerin tutarı 80 milyarı buldu”
İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, “Salgının başından itibaren verdiğimiz teşvik ve desteklerin tutarı 80 milyar lirayı buldu. Diğer yandan 1,3 milyon iş yerinin toplam 40 milyar lira prim borcunu 6 ay süreyle erteledik. Kovid-19 test, tedavi ve bakım hizmetleri için genel sağlık sigortası kapsamında karşıladığımız ödemeler ise 7,8 milyar lirayı aştı. Salgın sosyal destek programımızla 6,5 milyon haneye biner liradan toplamda 6,5 milyar lira nakdi yardım ulaştırdık.” dedi.
Erdoğan, Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’nda 2 milyar lirayı aşkın yardım topladıklarını ve bu yardımları ihtiyaç sahibi hanelere takdim ettiklerini belirtti.
Salgının etkilerinin azaltılması için hazırladıkları Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketini 18 Mart 2020’de kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, bu paketin kapsamını, ihtiyaçlara ve yeni durumlara göre zaman içinde sürekli güncellediklerini söyledi.
Borç ertelemelerinden yeniden yapılandırmalara, kredi ve teşviklerden karşılıksız hibelere kadar pek çok farklı destek programıyla salgından olumsuz etkilenen tüm kesimlerin yanında olduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Basit usulde vergilendirmeye tabi olanlar başta olmak üzere, belirlenen esnaf ve sanatkarımıza aylık bin lira destek ödemesi yaptık. İş yeri kira olan esnafımıza 3 ay süreyle büyük şehirlerde 750 lira, diğer şehirlerde ise 500 lira destek ödemesinde bulunuyoruz. Bu kapsamda başvurusu kabul edilen 140 bini aşkın esnaf ve sanatkarımıza toplam 2 milyar 80 milyon lira tutan ödeme yapılmaya devam ediyor. Miktarını bin lira olarak belirlediğimiz gelir kaybı desteğine yapılan başvuruların da 975 bine yakını onaylandı. Ciro kaybı desteğiyle ilgili başvuruların değerlendirmesi sürüyor. Mücbir sebep hali ilan edilen 24 Mart 2020’den itibaren KDV ve prim ödemelerine 6 ay süreyle erteleme imkanı sağlamıştık. Bu imkandan 2 milyondan fazla mükellef yararlandı. Yine bu dönemde ticareti desteklemek için KDV oranını kimi sektörde yüzde 18’den yüzde 8’e, kimi sektörlerde de yüzde 8’den yüzde 1’e indirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl 985 bin esnaf ve sanatkarın toplam 42,6 milyar lira tutarında faiz destekli kredi kullandığını belirterek, “TESKOMB salgın nedeniyle kredi ve kefalet kooperatiflerine olan borçlarının ödemesini geciktirenlere uygun şartlarda yapılandırma imkanı sundu. Bu imkandan da 30 bin esnaf ve sanatkarımız yararlandı. Fahiş fiyat ve stokçulukla mücadele için Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturduk. Bu çerçevede yapılan denetimler neticesinde bugüne kadar toplam 32 milyon liraya yakın idari para cezası uygulandı.” diye konuştu.
Salgının ilk gününden itibaren milletin gıda güvenliği ve tedarikinde en ufak bir aksaklığın oluşmasına müsaade etmediklerini belirten Erdoğan, “Destekleme ödemelerini öne çıkararak çiftçilerimize finansman desteği sağladık. Çiftçilerimize bu dönemde 9,3 milyar lira hayvancılık destekleme ödemesi, 12,6 milyar lira bitkisel üretim destekleme ödemesi yaptık. Bu yıl üreticilerimize yapacağımız tarımsal destek ödemesi tutarı ise 24 milyar liradır. Kredi borçlarını 6 ay erteleyerek ORKÖY kredilerini yeniden yapılandırarak besici ve yetiştiricilere 90 gün vadeli arpa satışı yaparak salgın döneminde üreticilerimizi rahatlattık.” dedi.
Salgın döneminde su ürünleri yetiştiriciliği, mesire yerleri, milli park ve tabiat parkları kira ödemelerini faizsiz ertelediklerini ifade eden Erdoğan, yüzde 75 hibe olmak üzere toplam 6 bin 100 ton tohumu tarlasını ekmek için bekleyen çiftçilere ulaştırdıklarını belirtti.
Erdoğan, tarım arazileri ve 2B satışlarından kaynaklanan 46 bin 500 hak sahibinin nisan, mayıs ve haziran aylarına ait ödemelerini faiz uygulamadan ve başvuru şartı aramaksızın 3 ay süreyle ötelediklerini söyledi.
Hazineye ait tarım arazilerini kullanan 18 bin çiftçinin nisan, mayıs ve haziran ödemelerini de yine 3 ay süreyle ve faizsiz tehir ettiklerini anlatan Erdoğan, salgınla mücadele kapsamında kültür ve sanatta özel tiyatrolara 35,8 milyon lira, sinema sektörüne 89 milyon lira destek aktardıklarını ifade etti.
“Vefa Sosyal Destek Grupları’nda 145 bin kişi görev yaptı”
Müzik sektöründeki 30 bin 770 başvuru sahibine 4 ay boyunca ayda 1000 lira olmak üzere toplam 123 milyon lira destek sağladıklarını söyleyen Erdoğan, “Turizmde 2020 yılındaki 16 milyon ziyaretçiyle dünya ortalamasına ve rakip ülkelere kıyasla en az daralma yaşayan ülkelerden biri olduk.” dedi.
Erdoğan, bazı hükümlülere Kovid-19 izni vererek salgının cezaevlerinde yayılmasının önüne geçtiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hükümlü ve tutukluların görüntülü sistem üzerinden duruşmalara katılımına ağırlık verdik. İş yurtlarındaki üretimi, kolonya, dezenfektan, maske, eldiven ve tulum gibi ihtiyaç alanlarına yönlendirdik. Tedbir almak kadar bunun uygulanmasını denetlemek de önemlidir. Bunun için mülki idare teşkilatımızı seferber ettik. Sokağa çıkması kısıtlanan, tek başına yaşayan veya herhangi bir yakını olmayan 65 yaş ve üstü vatandaşlarımıza yardım için Vefa Sosyal Destek Grupları kurduk. Bu gruplarda kamu personeli, sivil toplum gönüllüleri ve gençlerimizden oluşan yaklaşık 145 bin kişi görev yaptı. Bu kapsamda 65 yaş üzeri vatandaşlarımızdan 9 milyonu aşkın talep yerine getirildi. Ekiplerimiz, 3 milyonu aşkın haneyi ziyaret ederek bu zor günlerinde vatandaşlarımıza yalnız olmadıklarını hissettirdi. İzolasyona tabi kişilere yönelik 31,5 milyona yakın denetim gerçekleştirildi.”
Erdoğan, dünya ekonomilerinin adeta durma noktasına geldiği salgın döneminde Türkiye olarak yatırımlara ara vermediklerini vurguladı.
Bu süreçte, 463 kilometre otoyolu, 551 kilometre bölünmüş yolu, uzunluğu 43 kilometreyi bulan 352 büyüklü, küçüklü köprüyü, yine uzunluğu 75,5 kilometreyi bulan 45 tüneli hizmete açtıklarını dile getiren Erdoğan, bunlar arasında Ankara-Niğde Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu’nun bir bölümü gibi önemli projelerin de yer aldığını aktardı.
Yurt dışından Türk vatandaşlarını tahliye operasyonu
Erdoğan, sınırlar içindeki vatandaşlara sahip çıkarken yurt dışındaki yaşayanları da ihmal etmediklerini, salgının başından bu yana 142 ülkeden 100 bini aşkın Türk vatandaşını ülkeye getirerek aileleriyle buluşturduklarını ifade etti.
Tahliye uçuşlarıyla 67 ülkeden 5 bin 500’den fazla yabancının evlerine güvenle dönmesini sağladıklarını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Ayrıca Türkiye üzerinden evlerine dönmek isteyen 91 ülkeden 38 bin insana yardımcı olduk. Ülkemizden talepte bulunan 157 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ve destek sağladık. Virüsün sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmak için kalkınma ajanslarımız aracılığıyla 63 projeye 39 milyon lira kaynak aktardık. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge merkezlerindeki girişimcilerimize kira muafiyeti imkanı getirdik. Özetin özeti mahiyetindeki bu desteklerle, milletimizin her kesiminin salgın dönemini en az zararla atlatmasını temin etmeyi amaçladık. Milletimizin her bir ferdinin yanında olmak en başta gelen görevimizdir. Ancak, asıl olan temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek, aşılamayı hızlandırarak, moralleri yüksek tutarak, salgın sonrasına hazırlanmaktır. Bunun için vaka, ağır hasta ve vefat sayılarını belli bir rakamın altına düşürmemiz gerekiyor. Aksi takdirde biz ülke içinde her yeri açsak dünyayla irtibatımız kesik olacağı için bu bir anlam taşımaz.”
“Gelişmeleri takip etme kararı aldık”
Erdoğan, geçen Kabine Toplantısı’nda, şehirleri, vaka, hastane kapasitesi ve aşılama gibi kriterlere göre sınıflandırdıklarını hatırlattı.
Her sınıfta hangi normalleşme adımlarının atılacağını da şeffaf bir şekilde açıkladıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yeni normalleşme tedbirlerini sizlerle paylaşırken, şehirlerimizin, tedbirlere uyma derecelerine göre gelecekte hangi sınıfta yer alacaklarına kendilerinin karar vereceklerini de söylemiştik. Sağlık Bakanlığımız, salgının illerimizdeki seyrini yakından takip ediyor. Bugünkü Kabine Toplantımızda, son iki haftadaki gelişmelerin üzerinde etraflıca durduk. Kimi illerimizde görülen nispi vaka yükselişlerine rağmen bu artışın hastaneye yatış, yoğun bakım ve entübe sayılarına sınırlı şekilde yansımasını da sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca aşılama yaygınlaştıkça, salgınla mücadelenin daha etkin hale geldiğini görüyoruz. Tedbirlere özellikle uyulmasıyla ilgili denetimleri daha sıkı şekilde yürüterek, süreci yakından takip edeceğiz. Tüm verileri göz önüne alarak, bugünkü toplantımızda, şehirlerimizdeki mevcut uygulamayı bir süre daha sürdürme ve gelişmeleri takip etme kararı aldık. Milletimizin, yeni normalleşmenin ilk heyecanıyla kurallara riayet konusunda yeterli dikkati gösteremediğini düşünüyorum. İnşallah bundan sonra çok daha bilinçli ve dikkatli davranarak, bu meselenin üstesinden hep birlikte geleceğiz.
Vatandaşlarımızdan, tedbirlere muhakkak uyarak, hem kendi sağlıkları üzerindeki riski azaltmalarını hem de şehirlerini ve ülkemizi bu musibetten kurtarma mücadelemize destek vermelerini rica ediyorum. Tedbirlere uymamamız halinde yeniden kısıtlamaların, yasakların gelmesinin kaçınılmaz olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”
Öte yandan Erdoğan,Türkiye’nin Kovid-19 salgınıyla mücadelesini anlatan “Asrın Küresel Salgını-Türkiye’nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi” kitabının Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca özenle hazırlandığını belirterek, kitaptan istifade edileceğine inandığını sözlerine ekledi.