Aldatmak, dünyanın her yerinde ve geçmişten günümüze her dönemde karşımıza çıkan bir durum. Eski zamanlarda erkekler soylarını devam ettirmek amacıyla birden fazla kadınla ilişkiye girerek bu durumu meşrulaştırmaya çalışsa da günümüzde aldatmak birçok ilişkiyi yıkıma sürükleyen bir eylem. Yapılan araştırmada aldatmanın genetik olup olmadığı tespit edildi.

Peki, bu tarz dış faktörlerden bağımsız olarak aldatma eyleminin gerçekten genlerimize kodlanmış bir şey olarak ortaya çıkması mümkün müdür? Gelin, bu konuda yapılan araştırmaya hep birlikte bakalım.
Hemen heyecanlanmayın, aldatma yatkınlığı genetik olabilir fakat yanlışı ya da doğruyu seçmek her zaman sizin elinizdedir. Örneğin beynimizin bazı bölümlerindeki hasara veya hastalığa bağlı olarak birtakım duyguları da hissetmeyebiliriz fakat bir toplumun içinde yaşadığımız için hareketlerimizin sonuçlarını düşünerek eylemler gerçekleştiririz.
Az sonra bahsedeceğimiz çalışmada, sadakatsizliğe iten gene sahip insanlar arasında aldatmayanların da olduğu ya da bu gene hiç sahip olmayıp partnerini aldatanların olduğu görülüyor. Anlayacağınız, aldatıp aldatıp sonra partnerinize “Benim genler işte yine canım ya…. Biliyorsun…” gibi açıklamalar yapabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

181 genç yetişkinden oluşan çalışmada her bir katılımcıdan ayrıntılı bir cinsel davranış ve ilişki geçmişine ait veriler topladılar. Ayrıca katılımcıların yanaklarından DNA örnekleri alınarak DRD4’ün heyecan arayan versiyonunun varlığı açısından analiz ettiler.
Aynı gen; kumar bağımlılığı, alkolizm, hatta korku filmi tutkusuyla bile bağlantılı. Kısaca “yıkıcı heyecan bağımlılığı” da diyebiliriz. Bazı çalışmalar bu geni, sosyal durumlara çok açık olma ile ilişkilendiriyor.
Motivasyon dediğimiz güdülenme, dopamin salımının devreye girdiği bir zevk ve ödül sisteminden kaynaklanır. Partnerlerin sadakat taahhütünü yıkarak gerçekleştirdiği cinsel ilişkilerde riskler yüksektir, ödüller önemlidir ve motivasyon değişkendir.
Tüm bu unsurlar dopamin salgılanmasının hızlanmasına sebep olur. Yapılan bu araştırmanın sonucunda da katılımcılarda DRD4 gen varyantına sahip olanların aldatma geçmişi, gene sahip olmayanlara göre iki kat daha fazla olarak belirlendi.

Bu yüzden, maceracı dediğimiz DRD4 genine sahip herkes aldatır veya bu gene sahip olmayanlar asla aldatmaz diyemeyiz. Biyolojik etkenlerin yanında sosyolojik etmenler de azımsanamayacak kadar fazla.