Halüsinasyon ve sanrılar, genellikle psikotik bir belirti olarak kabul edilirler. Hastanın düşünce ve fikirlerinin dışarıya aktarıldığını sanması, düşüncelerinin bir başkası tarafından biliniyormuş hissine kapılması, yabancı fikirlerin kafasına direkt olarak sokulduğunu zannetme gibi çeşitli ruhsal halüsinasyonlar da vardır. Peki, halüsinasyon nedir? Kimler halüsinasyon görür?
Halüsinasyonlar, gerçek bir uyaran olmamasına rağmen ortaya çıkan algılamalardır. Varsanılar; uyanıklık durumundayken meydana gelir, tüm duyusal modalitelerde ortaya çıkabilir, gerçek yaşam deneyimleri gibi gerçek görünürler. Kendiliğinden veya istemsiz olarak ortaya çıkabilirler. Kısa süreli, iyi biçimlenmemiş deneyimler “elementer, basit halüsinasyon” olarak isimlendirilir. Görece uzun süreli ve iyi biçimlenmiş olanları ise “kompleks halüsinasyon” adını alır. Beş duyunun da varsanısı olabilir: Görme, işitme, dokunma, koklama ve tat duyusu.
Halüsinasyonlarda kişi, bir hastalığının olduğunu bilmeden, gördüğü, işittiği ve hissettiğine bütünüyle inanır. Gözlerinde bozukluk olan kişide veya migrende görülen ışık parıltıları varsanı içine girmez. Bunlarda hasta, olayın nedenini bilmektedir.
KİMLER HALÜSİNASYON GÖRÜR?
Normal kişilerde aşırı fiziksel ve ruhsal yorgunluk, ihtiyarlık zamanında uykuya dalarken ve uyanırken görülen geometrik şekiller, gri veya renkli nesnelerin görülmesi normal olarak kabul edilir. Ruh hastalıklarından şizofreni, psikozlar, psikonevrozlar, kısa sürede gelişen iç sıkıntısı hallerinde halüsinasyonlar sık görülür. Parkinson hastalarında da halüsinasyon görme vakaları mevcuttur. Hastalar önceleri bunun hayali olduğunun farkında olsa da, hastalığın ilerleyen dönemlerinde gördüklerini gerçekle ayırt edemez duruma gelir. Beynin bir kısmını veya tamamını ilgilendiren tahribatlarda, tifo, menenjit, aşırı alkol kullanımı gibi durumlarda da çeşitli halüsinasyonlar ortaya çıkabilir.