Cumhurbaşkanı Erdoğan 8’inci İnovasyon Haftası’nda konuştu

0
298

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferansla 8. Türkiye İnovasyon Haftası açılışında konuştu.  Erdoğan,  “Kovid-19 döneminde bizzat tecrübe ettik. Sağlıktan ulaşıma, tarımdan turizme kadar muhalefetin 18 yıldır sürekli bizi eleştirdiği hususların tamamı, sadece 8 ayda tümüyle boşa çıkmıştır. Bu süreç ülkemizin gücü ve hükümetimizin ufku yanında, muhalefetin vizyonsuzluğunu da ortaya koymuştur. Türkiye’nin en büyük talihsizliği, siyaseti ikbal ve rant kapısı olarak gören sığ muhalefet anlayışıdır.” dedi.

Konuşmasına “Değerli erli misafirler, İş dünyamızın kıymetli temsilcileri, Hanımefendiler, beyefendiler, Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.  Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerinin ülkemiz, milletimiz ve iş dünyamız için hayırlara vesile olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum. İnovaLİG ödüllerini kazanan kişileri, kuruluşları ve firmaları tebrik ediyor, başarılarının katlanarak devam etmesini diliyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

Bu sene koronavirüs salgını sebebiyle, maalesef, ödül törenimizi yüz yüze gerçekleştiremiyoruz. Videokonferans vasıtasıyla da olsa, sizlerin heyecanına iştirak etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Ecdadımız “Marifet iltifata tabiidir, iltifatsız emek zayidir” diyor.

Hayatta başarı kadar, bu başarının takdir edilmesi, ödüllendirilmesi de önemlidir.

Ödüllendirilen her başarının, daha nitelikli, daha özgün çalışmaların müjdecisi olacağını biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, yenilikçi, kaliteli ve kendi alanında çığır açan projelerin desteklenmesine çok büyük ehemmiyet veriyorum. Türkiye İhracatçılar Meclisimizin, İnovasyon Haftası ve İnovaLİG gibi ekonomiye katma değer sağlayan çalışmalarını takdirle karşılıyorum.

İHRACAT KAPASİTESİNİ ARTIRACAK HER TÜRLÜ ÇABAYI DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

Ülkemizde bu tür etkinliklere olan ilgi de hamdolsun giderek artıyor. İlk yıl 460 firmanın katıldığı İnovaLİG’e, bu sene 1.236 firmanın başvuru yapmış olmasını, yakalanan başarının bir işareti olarak görüyorum.Farklı alanlarda binlerce yenilikçi fikri buluşturan bu projeyle, ülkemize çok ciddi bir fikri sermaye girişinin sağlandığına inanıyorum.  Bu vesileyle fikirleriyle, eleştirileriyle,  teklif ve tecrübeleriyle 8’inci Türkiye İnovasyon Haftasını zenginleştiren herkese şükranlarımı sunuyorum.  Geleceğimiz ve ekonomimiz için kritik önemdeki “inovasyon” konusuna sahip çıktıkları için Türkiye İhracatçılar Meclisimizin yönetimini ve üyelerini de can-ı gönülden tebrik ediyorum.Ülkemizin teknolojik dönüşümünü sağlayacak, ihracat kapasitesini artıracak her türlü çabayı desteklemeyi sürdüreceğiz.

HER ÜLKE ADETA KENDİ SIĞINAĞINA KAÇMAYA ÇALIŞIYOR

Kıymetli dostlarım… İnsanlık olarak koronavirüs salgını dolayısıyla her bakımdan zorlu, bir o kadar da farklı bir dönemden geçiyoruz. Kovid-19 salgını, bir sağlık krizi olmanın ötesinde, ekonomiden insani ilişkilere ve güvenliğe kadar hayatın her alanını olumsuz etkiliyor.

2008 krizinin küresel ekonomide açtığı yaralar halen kapanmamışken, Kovid-19 salgını tüm dünyayı yeni belirsizliklerin içine sürüklemiştir. Ekonomisi sağlam ülkelerin dahi hazırlıksız yakalandığı bu salgın, özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan devletlerin yükünü ağırlaştırmıştır. Salgınla birlikte korumacılığın yayıldığına, gümrük duvarlarının yeniden yükseldiğine, içe kapanma eğilimlerinin güçlendiğine şahit oluyoruz. Bu musibete karşı birlikte hareket etmek, birlikte mücadele etmek yerine, her ülke adeta kendi sığınağına kaçmaya çalışıyor.

ARGE’YE ÖNEM VEREN , ÇIĞIR AÇAN FİRMALAR SÜRECİN KAZANANI OLMUŞTUR

Şimdiye kadar 1 milyon 750 bin insanın hayatını kaybetmesine sebep olan bu salgın, dünya genelinde üstü örtülen birçok çarpıklığı da gün yüzüne çıkarmıştır. Öte yandan tarihe baktığımızda, bu tür büyük hadiselerin ekonomiden siyasete köklü değişikliklere yol açtığını görüyoruz. İkinci Dünya Savaşından beri insanlığın karşı karşıya aldığı en ciddi sağlık krizi olan koronavirüs salgınının ardından da, önemli değişikliklerin yaşanacağı muhakkaktır.

Nitekim bunun işaretlerini şimdiden iş hayatımızda görmeye başladık. Firmaların dünyaya açılımında, üretimle beraber tasarımın ve yenilikçiliğin öne çıktığı farklı bir döneme girdik.

Sadece üretmenin, ürettiğini satmanın yeterli olmadığı bu dönemin hâkim rengi, inovasyon ve araştırma-geliştirmedir. ARGE’ye önem veren, yeniliği yakalamaya çalışan, tasarlayan, çığır açan firmalar, daha şimdiden sürecin kazananı olmuştur.

FİRMALARAMIZ SALGINDA KALİTELİ ÜRÜNLERİYLE ÖNE ÇIKTI

Geçen seneye kadar sınırlı sayıda insana ulaşan birçok şirket, Kovid-19 salgınıyla beraber cirolarını katlamış, piyasa değerini artırmış, lokalden uluslararası alana doğru genişleme başarısı göstermiştir. Benzer bir durum, Türkiye ve Türk ekonomisi için de geçerlidir.

Her ne kadar salgın hepimiz için beraberinde bazı zorlukları getirse de, iş dünyamızın önünde yeni fırsat pencerelerinin açılmasını sağladı. Firmalarımız, salgın döneminde kaliteli ürünleriyle, rekabetçi fiyatlarıyla, hepsinden önemlisi güvenilirlikleriyle öne çıktı. Uluslararası şirketler, Asya merkezli üretim ağına alternatif oluşturmak için yeni arayışlara yöneldi. Bu arayışlarda; sanayisi, üretim kapasitesi, rekabetçi fiyatları, nitelikli işgücü, coğrafi konumu, güçlü sağlık ve ulaşım altyapısı ile Türkiye, en gözde ülkelerden biri haline geldi. Özellikle ihracat odaklı çalışan şirketlerimiz, müşteri ve ürün yelpazesini genişletmişlerdir. İnşallah dünya genelinde salgının etkileri azalıp taşlar yerine oturdukça, ülkemizin yakaladığı bu ivmenin hızı da artacaktır. Türkiye, ihracattan üretime, turizmden savunma sanayine her alanda bu dönemden daha da güçlenerek çıkacaktır.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TALİHSİZLİĞİ, SİYASETİ  İKBAL VE RANT KAPISI GÖREN SIĞ MUHALEFET ANLAYIŞI

Kıymetli dostlarım… Tabii ülkemizin salgın döneminde böylesine iddialı bir çıkış sergilemesinin gerisinde, son 18 yılda kazandırdığımız altyapının çok büyük rolü vardır.

Yaptığımız hazırlıkların ne kadar doğru ve zamanlıca olduğunu, Kovid-19 döneminde bizzat tecrübe ettik. Sağlıktan ulaşıma, tarımdan turizme kadar muhalefetin 18 yıldır sürekli bizi eleştirdiği hususların tamamı, sadece 8 ayda tümüyle boşa çıkmıştır. Bu süreç ülkemizin gücü ve hükümetimizin ufku yanında, muhalefetin vizyonsuzluğunu da ortaya koymuştur. Türkiye’nin en büyük talihsizliği, siyaseti ikbal ve rant kapısı olarak gören sığ muhalefet anlayışıdır.

Eline geçirdiği her fırsatı Türkiye’yi karalamak, yabancı yatırımcıyı ürkütmek, Türk ekonomisini kötülemek için kullanan bu zihniyeti milletimizin takdirine bırakıyoruz. Biz 2023 hedeflerimiz ile 2053 ve 2071 vizyonlarımız çerçevesinde, “halka hizmet Hakka hizmettir” düsturuyla çalışmaya devam ediyoruz. Nitekim yılın ikinci çeyreğinde salgının etkisiyle küçülen ekonomimiz, üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanmayla yüzde 6,7 büyüdü. Bu oranla dünyada en hızlı büyüyen ülke olduk. Aynı şekilde yılın son çeyreğine de güzel bir başlangıç yaptık.

İHARACATIMIZI DAHA ÜST SEVİYELERE TAŞIMAK ZORUNDAYIZ

Ekim ayında sanayi üretimi yıllık yüzde 10,2 artarken, imalat sanayisindeki artış yüzde 11’i buldu. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, Ekim’de yüzde 75,4 seviyesine Kasım’da ise yüzde 75,8 seviyesine yükseldi. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksindeki yıllık artış Ekim’de yüzde 31 oldu. İhracatımız ise Ekim ve Kasım’da 16-17 milyar dolar bandında gerçekleşti. Tüm bu gelişmeler, 2020 yılını beklentilerimiz doğrultusunda pozitif bir büyüme oranıyla kapatacağımıza işaret ediyor. Üretim, yatırım, istihdam hedeflerimizle birlikte ihracat potansiyelimiz de hedeflerimize ulaşmada önemli bir yere sahiptir.

Salgın şartlarına rağmen Ocak-Kasım döneminde 152 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik.

Bu başarıda pay sahibi olan tüm kurumlarımızı, ihracatçılarımızı, girişimcilerimizi tebrik ediyorum. Ancak yeni dönemde, yeni hedeflerimizle uyumlu olarak ihracatımızı daha üst seviyelere taşımak zorundayız. Hedefimiz sadece ihracatımızı artırmak da olmamalıdır. Bunun da ötesine geçerek katma değerli ürün ihracatını hedeflemeliyiz. Genç nüfusumuza, sahip olduğumuz bilgi birikimine ve tecrübemize rağmen 1,2 veya 1,3 dolarlık kilogram başına ihracat bize yakışmıyor. 2001’e göre kilogram başına ihracatımız iki katına çıkmış olsa da, biz bu rakamı asla yeterli görmüyoruz. İlk etapta 2 dolar eşiğini geçip 3 dolara doğru ilerlememiz gerekiyor. Kilogram başına 62 dolarlık ihracat gerçekleştiren savunma sanayimizin başarısı, herkes için iyi bir örnektir. Siz ihracatçılarımızdan, devletimizin sağladığı teşvikleri en iyi şekilde değerlendirerek, savunma sanayindeki başarıyı, inovasyon ve markalaşma ile diğer alanlara da yaymanızı bekliyorum.

Ayrıca, ülkemizde kalitesiyle takdir toplamış ama ürünlerini uluslararası pazarlara açmamış firmalarımızın da, artık kabuklarını kırarak ihracat ailesine katılmasını arzu ediyorum.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin her bir üyesini, “ihracat seferimiz”de yer almaya davet ediyorum.

Bugüne kadar yatırımlarıyla, üretimleriyle, istihdamlarıyla, ihracatlarıyla, araştırma-geliştirme faaliyetleriyle büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek veren herkese, şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz