Bakan Varank, aşı geliştirme çalışmalarının en önemli ayaklarından birinin insan denemeleri olduğunu belirterek “Kayseri’de bir ekip inaktif aşı çalışmasında Faz 3’e geçmeyi bekliyorlar. VLP aşısında da Faz 2’ye geçmeyi planlıyoruz.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen inaktif ve adenovirüs temelli aşı adaylarının çalışmalarının sürdüğü Ankara Şehir Hastanesi Klinik Araştırmalar Merkezi ile Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsünü ziyaret etti. Yerli aşı çalışmalarına katılan bilim insanları ve ekipleriyle bayramlaşan Varank, onlara baklava ikram etti.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin’in de eşlik ettiği ziyaretlerde Varank’a, merkezlerin çalışmalarına ilişkin sunum yapıldı.
Varank, Ankara Şehir Hastanesi Klinik Araştırmalar Merkezi’nde Faz 1 çalışmalarına başlanan Konya Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Osman Erganiş ve ekibinin geliştirdiği yerli inaktif aşı adayına ilişkin bilgi aldı.
Bakan Varank, ziyareti sonrasında AA muhabirine yaptığı açıklamada, başta ülkenin huzur ve refahı için çalışan sağlık personeli, güvenlik güçleri ve bayram günü olmasına rağmen ter döken emekçiler olmak üzere tüm Türkiye’nin bayramını kutladı.
Salgın ve son günlerde Filistin’de yaşanan olaylar nedeniyle buruk bir bayram yaşanıldığına işaret eden Varank, “Şu anda Kudüs’te siyonist İsrail’in büyük bir zulmü yaşanıyor. Orada Müslümanlar İsrail’in saldırıları altında bayramı geçiriyor. Üzüntümüzü yaşıyoruz ve Türkiye olarak özellikle diplomatik anlamda tüm dünyayı harekete geçirecek adımlar atmaya çalışıyoruz ama bu bizim içimizi soğutmuyor. Artık insanlar kınamanın ötesinde bir şeyler bekliyorlar.” diye konuştu.
Varank, İsrail’in bölgedeki zulmünün yıllardır devam ettiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Hem toprakların asıl sahibi Filistinliler evlerinden atılıyorlar, çoluk çocuk demeden şehit ediliyorlar hem de tüm dünyanın değeri ve Müslümanların en kutsal mabetlerinden olan Harem bölgesinde İsrail’in saldırıları yaşanıyor. İnşallah Rabbimizden niyazımız, bundan sonra tüm dünyadaki mazlumların felaha ereceği ramazanları ve bayramları bizlere yaşatmasıdır.”
“VLP aşısında da Faz 2’ye geçmeyi planlıyoruz”
TÜBİTAK’ın “COVID-19 Türkiye Platformu” çatısı altındaki aşı çalışmalarından biri olan virüs benzeri parçacıklara (VLP) dayalı aşı adayının Faz 1 çalışmasının ikinci doz aşılamalarla tamamlandığını anımsatan Varank, Ankara Şehir Hastanesi Klinik Araştırmalar Merkezinde de inaktif aşı adayının klinik çalışmalarının sürdüğünü anlattı.
Varank, söz konusu merkezde gönüllülerin aşılandığını, tetkik ve takiplerinin yapıldığını ifade etti.
Bakan Varank, aşı geliştirme çalışmalarının en önemli ayaklarından birinin insan denemeleri olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Kayseri’de bir ekip inaktif aşı çalışmasında Faz 3’e geçmeyi bekliyorlar. VLP aşısında da Faz 2’ye geçmeyi planlıyoruz. Burada da Osman Erganiş Hoca’mızın inaktif aşı adayında inşallah haziranın ortasına kadar Faz 1 çalışmaları biterse, kendi teknolojilerimizle kendi bilim insanlarımızın geliştirdiği ve Türkiye’deki üretim tesislerinde GMP standartlarında ürettiğimiz aşıları test etmiş oluyoruz.”
“Ufak yatırımlarla aşı üretim kapasitesi hızlıca artırılabilir”
Varank, bilim insanları ve sağlık çalışanlarının insanüstü bir gayret gösterdiklerine dikkati çekerek, klinik çalışmalardaki gönüllülere teşekkür etti.
Merkezde Faz 1 çalışmaları süren inaktif aşı adayının 50 gönüllüsü bulunduğunu bildiren Varank, Faz 2 aşamasına da yaklaşık 250 gönüllüyle devam edileceğini belirtti.
Varank, COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında faz aşamasına geçilen aşı adaylarının özel sektörde GMP sertifikalı tesislerce üretildiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Bu aşılar dünya standartlarında üretilerek gönüllülere vuruluyor. İnaktif aşıyla ilgili Osman Hoca’mız Adıyaman’daki bir özel sektör firmamız Vetal ile çalışıyor. Eğer bu inaktif aşı adayımız Faz 3’ü de tamamlayıp başarılı olursa Vetal’de üretilebilecek. VLP aşımızın da Nobel firmasında pilot üretimleri gerçekleşti. Eğer VLP aşısı da başarılı olursa o da Kocaeli’deki Nobel’de üretilecek. Bu özel sektör firmalarımız zaten bu alanda yatırımları olan güçlü firmalarımız. GMP sertifikalarını da aldıkları için çok kolay bir biçimde yüksek dozlarda bu aşıları üretip insanımıza ulaştırabilecek.”
Firmaların küçük yatırımlarla mevcut aşı üretim kapasitelerini hızlıca artırabileceklerini anlatan Varank, Vetal’de 25 milyon, Nobel’de ise 50 milyon doz üretim kapasitesi olduğunu bildirdi.
“Diğer adenovirüslere göre daha avantajlı”
Varank daha sonra Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsüne gerçekleştirdiği ziyarette, Rektör Prof. Dr. Necdet Ünüvar ile Enstitü Müdürü Prof. Dr. Hakan Akbulut’tan Kovid-19’a karşı geliştirilen adenovirüs temelli aşı adayına ilişkin bilgi aldı.
Bu aşı adayının Sputnik V ile AstraZeneca aşılarıyla benzer teknolojide olduğunu, Hakan Akbulut’un da üstün bir gayret gösterdiğini belirten Varank, şunları ifade etti:
“Bu aşının pilot üretiminin yapıldığı tesiste Tekirdağ’da ne kadar kaldığını sordum, 95 gün orada bilfiil çalıştığını söyledi. Adenovirüs temelli aşımızın dünyadaki diğer bu teknolojideki aşılardan elbette farklılıkları var. Hocamızın aşısı virüsün 4 proteinini de kapsayacak şekilde tasarlanmış bir aşı. Dolayısıyla daha etkin olacağını düşünüyoruz. Hocamızın, daha az zararlı ya da insana hiç zarar vermeyecek, dünyada kullanılan diğer adenovirüslere göre daha avantajlı bir virüsü tercih ettiğini biliyoruz.”
Söz konusu aşı adayının pilot üretiminin GMP şartlarında yerine getirildiğinden söz eden Varank, “Hocamız Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna (TİTCK) başvurusunu yaptı. Önümüzdeki hafta TİTCK’den bu aşının insan denemelerinin başlamasıyla ilgili sonucun çıkmasını bekliyoruz. Eğer sonuç çıkarsa Türkiye’de 2 inaktif, 1 VLP ve 1 adenovirüs temelli aşı adayında insan denemeleri aşamasında olacağız.” dedi.
“Dünyada denenmemiş teknolojiler de çalışılıyor”
Varank, sene sonundan önce Türkiye’nin kendi yerli ve milli teknolojileriyle geliştirdiği aşısını üretebilmesini hedeflediklerini ifade ederek, “Aşı adaylarımızın faz çalışmalarında yeteri kadar gönüllü bulabilirsek ve aşı adaylarımızın sonuçları başarılı olursa sene sonundan önce sonbahar gibi Türkiye’nin yerli ve milli aşısını elde edebileceğimize inanıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’de farklı aşı teknolojilerinin çalışıldığına dikkati çeken Varank, en pratik ve verimli sonuçları veren aşı adaylarının seri üretime geçmesiyle ilgili Sağlık Bakanlığının karar vereceğini dile getirdi.
Varank, dünyada çalışılan tüm teknolojilerde ve dünyada denenmemiş teknolojilerde Türkiye’den bilim insanlarının çalıştığını vurgulayarak, “Platform altındaki hocalarımız bugün laboratuvarlarındalar, üretim tesislerindeler. Yeter ki Türkiye kendi aşısını üretebilsin, hem Türkiye’ye hem de insanlığa şifa olabilecek başarıyı yakalasın diye büyük gayret gösteriyorlar.” ifadelerini kullandı.
Faz çalışmaları devam eden aşı adaylarında gönüllü bulmayla ilgili bir sorun olmadığını belirten Varank, Faz 3 aşamasında 7 bin, 10 bin, 15 bin gönüllüye ulaşılması gerektiğini söyledi.
“Süreçlerimiz şeffaf”
Kendisinin de aşı gönüllüsü olması, bu çalışmalardan televizyonlarda bahsetmesi ve yeni klinik araştırma merkezlerinin açılmasının etkisiyle vatandaşlarda gönüllülük şuurunun arttığına işaret eden Varank, birçok kişinin yerli aşı gönüllüsü olmak istediğini dile getirdi.
Varank, aşıların ileriki klinik denemelerinde de gönüllü bulmakta sorun yaşanmayacağını düşündüğünü belirterek, “Bu süreçlerimizi çok şeffaf ve bilimsel götürüyoruz. Bütün hocalarımız yaptıkları çalışmaları dünyaya bildiriyorlar, web sitelerinde çalışmalarını yayınlıyorlar, Dünya Sağlık Örgütü ile çalışmalarımızla ilgili irtibatımız var, onları bilgilendiriyoruz. Bu gayretler sonucunda ve gönüllülerle bu işi başarmamız sayesinde inşallah aşımızı geliştireceğimize inanıyoruz.” diye konuştu.